Deist Ve Ateistlere Cevaplar

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Mustafa Kamal Müslüman Değildi Deist Ateist Birisi İdi Bunu Bugünde Bu Kesim Zaten Kabul Etmektedir.

    Admin
    Admin
    Efendi Hazretleri
    Efendi Hazretleri


    Mesaj Sayısı : 92
    Puan : 240
    Kayıt tarihi : 03/08/10
    Yaş : 43
    Nerden : İslambol İnşaAllah

    Mustafa Kamal Müslüman Değildi Deist Ateist Birisi İdi Bunu Bugünde Bu Kesim Zaten Kabul Etmektedir.  Empty Mustafa Kamal Müslüman Değildi Deist Ateist Birisi İdi Bunu Bugünde Bu Kesim Zaten Kabul Etmektedir.

    Mesaj tarafından Admin Paz Ekim 14 2012, 08:29

    Millî Mücadelede Hilâfetçi, Cumhuriyette Pozitivist; Mehmet Şevket Eygi Üstâdımız "Kemalizm İle İslam Bağdaşmaz" Dedikten Sonra Yazısına Şöyle Devam Ediyor:

    "M. Kemal Paşa'nın Ölümünden Sonra Oluşturulmuş Kemalizm İdeolojisi İle Din-İ Mübin-İ İslam Kesinlikle Uyuşmaz Ve Bağdaşmaz. Birtakım Kamalist İlahiyatçıların İslam İle Kemalizm'i Bağdaştırma Gayretleri Gülünçtür Ve Boştur. Şuurlu Bir Müslümanın Kamalist Olması Mümkün Değildir. Kemalizm, M. Kemal'e Atfedilen Bazı İlkeleri, Görüşleri, İnançları, Dogmaları Esas Alan Bir İdeolojidir. Yukarıda Beyan Edildiği Gibi Bu İdeoloji Paşa'nın Ölümünden Sonra Oluşturulmuştur. Kemalizm'in Temel Prensipleri Nelerdir? Allah C.C. İnancı Konusunda İnkarcı Veya Agnostiktir. Pozitif İlimleri En Büyük Mürşid Kabul Eder. Ahiret İnancı, Hesap Kitap, Cennet Cehennem Yoktur. İslam Şeriatını Reddeder. Risalet-İ Muhammediyeyi Zımnen Reddeder. Kemalizm İslam'a Karşı Bir Reaksiyondur."

    Kendisinin Yazı Ve Fikirlerini Tashih Etmem Ve Tartışmam Haddim Olamaz. Yukarıdaki Metnin Başımın Üstünde Yeri Var. Fakat Birkaç Cümlesini Kabul Etmem Mümkün Değil. Hatta Bu Cümleleri İte Bulaşmamak İçin Çalıyı Dolaşarak Yazdığına Kanaat Ediyorum. O Cümlelerin İlki Şudur: "M. Kemal Paşa'nın Ölümünden Sonra Oluşturulmuş Kemalizm İdeolojisi İle…." İkincisi, " Kemalizm, M. Kemal'e Atfedilen Bazı İlkeleri, Görüşleri, İnançları Dogmaları Esas Alan Bir İdeolojidir. Üçüncüsü, (…) Bu İdeoloji Paşa'nın Ölümünden Sonra Oluşturulmuştur."

    Kemalizm Ayrı, M. Kemal'in Düşünce Ve İcraatları Ayrı Değildir

    Cumhuriyetin, Kamalist İdeolojiden Meydana Gelen Despot Bir Devlete Dönüşmesine Bizzat M. Kemal'in Kendisi Sebep Ve Vesile Olmuştur. Bunun Böyle Olduğuna Dair Sayfalar Yetmez. Sol Cenahta Olduğu Gibi Ba'zı "Sağcı" Ve Müslüman Münevveran Da Tuhaf Bir Geçiştirme Düşüncesine Kapılarak, Sanki Kemalizm Ayrı, M. Kemal'in İcraat Ve Fikirleri Ayrı Şeklinde Kanaat Uyandırıyorlar.

    Sanki M. Kemal, Millet-İ Necibeye Uygun Bir Cumhuriyet Arzu Ediyordu Da Kadrosu Mâni Oldu, Tarzında Hakikatle Hiç Mi Hiç Alâkası Olmayan Zorlama Tevillere Başvuruyorlar.

    Metinde Zikrettiğim Üç Cümle De Bu Neviden Naylon Bir Cümle Olup Geçiştirmek İçin Yazılmış Gibi Görüyor. Kutu 6 Millî Mücadele'de Alabildiğine Hilafetçi Ve İslâmî Bir Hassasiyet İçinde Görünen M. Kemal 1923'den Sonra Aralıklı, 1930'dan Sonra Hızlı Ve Kararlı Bir Siyasetle Kemalizm Denen Lâdinî Ve Ceberrut İdeolojiyi Pozitivizm De Katarak Cumhuriyet Devletiyle Aynileştirmiştir.

    İnönü Dönemi Ve 27 Mayıs'ta İlâvelerle Bu İdeoloji Bir Sistem Olarak Daha Da Pekiştirilir. Buyurun, M. Kemal'in Kemalizm'in Bânisi Ve Nâşiri Olarak Beyan Ve İcraatlarından, Türkiye Cumhuriyet Devleti'nin Zihnî Temellerine Attığı Pozitivist Fikirlerinden Derlediklerimizden Sadece Birkaç Kareyi Okumaya:

    "Bu, Bir 'Dünyanın İkinci Yaratılışı İdi.' Bundan Dört Yıl Evvel Yüzünü Gördüğü Ve Sesini İşittiği Tanrı, Aydınlığa 'Ol' Demişti; Aydınlık Oluyordu. Suya 'Ol' Demişti; Su Oluyordu Ve 'Suların Arasında Levh Olsun' Demişti, Levh Meydana Gelmişti Ve 'Yeryüzünde Tohumu Kendisinden Olarak Cinsine Göre Yemiş Veren Ağaçlar Husule Gelsin' Demişti Ve Tohumun Cinsinden Türlü Ağaçlar Bitmişti" ( Ankara, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, S. 163-164).

    M. Kemal'e İnsan Üstü Bir Varlık İzafe Edilen Yukarıdaki Satırlar, Yakup Kadri'nin "Ankara" Adlı Romanının Kahramanlarından Selma Hanım'a Aittir. Selma Hanım, "Yeni Başkent Ankara"Nın Cumhuriyet Balolarında Ve Toplantılarda Tanıdığı M. Kemal'i Bu Sözlerle "Tanrılaştırıyordu."

    Roman Kahramanına Yaptırılan Bu Tasvir Yakup Kadri Ve Devrinin Pozitivist Aydınlarının Zihniyetini Yansıtmaktadır. Prof. Dr. Mete Tunçay, Bu Tasvirin "Biçimce Hıristiyan, Ama Özce Pagan Bir Apotheosöz", Yani İnsanüstü Bir Tip Tasviri Olduğunu İfade Eder ( Tek Parti Yönetiminin Kurulması, Prof. Dr. Mete Tunçay, S. 324).

    M. Kemal'in, Cumhuriyetin "Yeni Türk Aydını" Tarafından Nasıl Yüceltildiğini Anlamak İçin O Devri Anlatan Metinlere Bakmak Lâzım. Kemalizm'in Sürekli Değişen Ve Aldatan Yüzü, Sistemin Hâlen Devam Eden Çatışmalı Yapısını Oluşturduğu Açık.

    "Bizim Peygamberimiz Gâzidir, Arabistanlı Zâtla İşimiz Bitti"

    Tunçay'ın Adı Geçen Eserinde (S.324) Yer Verdiği İngiliz Yazar Grace Ellison, "Turkey Tudey 1928" Adlı Kitabında, Yakup Kadri'nin, Büyük Şefi Hazret-İ İsa'ya Benzettiğini, M. Kemal'i İnsanüstü Bir Kült Hâline Getirdiğini Ve Cumhuriyetin İlk Yıllarında Konya'dan Adana'ya Giderken Bir Okul Müfettişiyle Konuştuklarını, Ona Tanrı Ve Peygamber Hakkında Sorular Sorduğunu Anlatıyor:

    "Müfettiş: -Bizim Peygamberimiz Gâzidir. Arabistanlı Zatla İşimiz Bitti. Muhammed'in Dini Arabistan İçin Gayet İyiydi, Ama Bize Göre Değil.
    Ellison: -Fakat Sizin Hiçbir İnancınız Yok Mu?
    Müfettiş: -Var. Gâzi'ye, İlme, Ülkemin Geleceğine Ve Kendime İnanıyorum.
    Ellison: -Ya Tanrı?
    Müfettiş: -Tanrı Hakkında Kim Ne Bilebilir Ki? İlim Vardır, İyinin Ve Kötünün Gücü Vardır; Geri Kalanı Hakkında İse Hiç Kimse Kesin Bir Şey Bilemez."

    Prof. Tunçay: "Bu Sözler Bir Yazarın Abartmalı Gözlemleri Değil"

    Ellison, Ulusçuluğun Türkiye'de Yeni Bir Din Olduğunu, Hattâ Bu Dinin Temel Dayanağı Olan Misâk-I Millî'nin Kur'ân-I Kerim'den Daha Kutsal Sayıldığını İfade Eder. Tunçay, Adı Geçen Eserinde (S. 323)

    "Bu Sözlerin Yabancı Bir Yazarın Abartmalı Gözlemlerinden İbaret Olmadığını, Bu Zihniyetin Tek Parti Döneminin Özellikle İlk Yarısında Olağan Duygu Ve Düşünceler Olduğunu, KK Türk Hakkında "En Büyük İmanım Şu; Sen Rabbın Yarısısın / Yerin Üstünde Fakat, Türklerin Tanrısısın..." Tarzında Şiirlerin Devlet Telkiniyle Okutulduğundan Bahseder.

    M. Kemal: "Benim Dinim Yok, Bütün Dinler Denizin Dibine Batsın..."

    Prof. Dr. Mete Tunçay'ın Adı Geçen Kitabının 219. Sayfasındaki 17 Numaralı Dipnottan Öğrendiğimize Göre, İngiliz Kadın Yazar Grace Ellison, "Turkey Today" Adlı Türkiye Hakkındaki Kitabında (S.24) M. Kemal'in, Kendisine "Benim Dinim Yok Ve Bazen Bütün Dinler Denizin Dibine Batsın İstiyorum.

    (...) Yönetimini Ayakta Tutmak İçin, Halkı Tuzağa Düşürürler Gibi Dine Gerek Duyan Kişi, Zayıf Bir Yöneticidir. Benim Halkım (...) Gerçeğin Buyruklarını Ve Bilimin Öğretilerini Öğrenecek. Boş İnançlar Gitmeli..." Dediğini Yazıyor.

    Tunçay, Millî Mücadele Yıllarında Din Bağının Alabildiğine Vurgulandığının Herkesçe Bilindiğini, Birinci B.M.M'de Bir Tek Gayr-I Müslim Üyenin Olmadığını, Kamu Gelirlerinde Onca Azalmayı Göze Alarak Dinî Sebeplerle İçki Yasağı Kanununu (Men-İ Müskirat Kanunu) Çıkartanların Bu İlk Meclis Olduğunu, İslâm Milliyetçiliğiyle Kuvvacı Siyasî Hareketin Dinden Faydalandığını, Öteki Müslüman Topluluklardan Kürtler, Çerkezler, Lazlar Vb. Toplulukların İşbirliğini Sağlama Yönünde Dinin Bu İşbirliğine Hizmet Ettiğini Anlatmaktadır ( Tunçay, A. G. E., S. 212).

    O. Nuri Ergin: "M.Kemal Yaradancı, Tabiatçı (Natüralist) Ve Deterministtir"

    Tunçay, Amerikalı A. Bill Ve Carl Leiden Adlı İki Yazarın "Niyazı Berkes Gibi Kimi Uzmanlar KK Türk'ün Tanrıtanımazlığını Yadsıyor Olsalar Da O Kendisinin Dinsizliğini Kabul Eden Hemen Tek Reformcudur..." Sözlerini Aşırı Bulduğunu Belirterek, "Amerikalı Yazarların Tanrıtanımazlıkla Dinsizlik Arasında Bir Ayrım Gözetmedikleri Anlaşılıyor" Der Ve M. Kemal'in "Tabiatçı Ve Determinist Olduğunu" Söyler:

    "KK Türk'ün Din Konusundaki Tutumunu Uzun Boylu Tartışan Osman Nuri Ergin De 'Türkiye Maarif Tarihi' Kitabının 5. Cildi, 1673. Sayfasında Benim Yorumuma Yakın Bir Biçimde, M. Kemal'in Tabiatçı (Doğacı=Natüralist, Her Şeyin Tabiatın Tesiriyle Oluştuğunu İleri Süren, İlâhî Bir Varlığın Dünyadaki Gücünü Kabul Etmeyen Doktrin) Ve Determinist Olduğu Yargısına Varmaktadır" (Tunçay, A. G. E., S. 219).

    Millî Mücadele'de İslâmcı Görünen M. Kemal Pozitivizme Kayıyor

    M. Kemal'in, 1930'dan İtibaren A.Comte'un Fikri Olan, Allah C.C.'ın Varlığı Ve Dini Hakkında Şüphe Duyan, Dünyanın Mahiyetinin Sebeplerinin Bilinemeyeceğini, Her Şeyin Müspet İlimle Ve Keşifle Elde Edilebileceğini, "Üç Hal Kanununa" Göre Din Ve Metafiziğin Vaktini Doldurduğunu, İlim Kanunlarının Geçerli Olduğunu İleri Süren Pozitivizmi Benimsediği Beyan Ve Yazılarıyla Sabittir.

    Tunçay, Kamalist Laiklik Anlayışının "Tabiî Olarak Kendisinin (M. Kemal'in) Din Konusundaki Görüşlerinden Kaynaklandığını, Çeşitli Konuşmalarına Bakarak Onun Bir Ara Kaba Materyalizmin Tesiriyle Böyle Bir Eğilim Kazandığını, Fakat ******'ün Tanrıtanımaz (Atheist) Değil, Yaradancı (Deist) Ve 18. Yüzyıl Aydınlanma Çağına Ve Doğal Din (Natüralizm) İnancına Sahip Olduğunu,

    Millî Mücadele Döneminde İslâm'ın Doğruluğunun İspata İhtiyaç Olmayan Ekmel Bir Din Olduğunu Siyasî Bir Taktik Gereği Kabul Ediyor Görünerek, İslâmlığı Bu Çizgide Yeniden Yorumladığını" İfade Ediyor ( Tunçay, A.G.E., S. 213).

    "Deist", Her Türlü Vahyi Ve Vahyin Bildirdiği Allah C.C.'ı, Peygamberi, Dinin Varlığını Kabul Etmeyen, Sadece Akıl İle İdrak Edendir. Bu Anlayışın Öne Çıkmış İsimleri Volter Ve Rousseau Gibi Aydınlanmacılardır.

    Prof. Tunçay: "M. Kemal Din Adamlarına Müthiş Düşmandır"

    Tunçay, Adı Geçen Kitabının 213 Sayfasında M. Kemal İçin "Din Adamlarına Müthiş Düşmandır" Diyor Ve 26 Mart 1923 Tarihli Hakimiyet-İ Millîye Gazetesi'nde M. Kemal'in Konya Türk Ocağı'ndaki Bir Konuşmasında Dinle İlgili Düşüncelerini Açıkça Belirttiğini Söylüyor:

    "...Ben Şahsen Onların Düşmanıyım. Onların Menfî İstikamette Atacağı Bir Hatve Yalnız Benim Şahsî İmanıma Değil, Yalnız Benim Gayeme Değil, O Adım Benim Milletimin Hayatıyla Alakadardır. (...) O Adım Milletimin Hayatına Karşı Bir Kasıt, O Adım Milletimin Kalbine Havale Edilmiş Bir Hançerdir. (...) Farzımuhal Eğer Bunu Temin Edecek Kanunlar Olmasa, Bunu Temin Edecek Meclis Olmasa, Herkes Çekilse Ve Ben Kendi Başıma Yalnız Kalsam Yine Tepeler Ve Yine Öldürürüm."

    "Biz Maymunuz, Düşüncelerimiz İnsan..."

    M. Kemal'in O Dönemdeki Beyanlarının Türkiye'de Pozitivist Ve Materyalist Felsefenin Argümanlarıyla Düşünmeye Başlayan "Aydın" Kitlenin Oluşmasına Ve Eğitim Anlayışı Hâline Gelmesine Yol Açtığını Söyleyenler Bizzat O Dönemin "KK Türkçü" Yazarlarıdır. Ruşen Eşref Ünaydın'ın Hâtıralarında M. Kemal'in Şu İfadeleri Niçin Yazılmış Olabilir?:

    "İnsanlar, 'Kurtçuklar' Gibi Sulardan Çıktılar En Önce... Atamız Balıktır, İşler Daha Daha İlerledikçe, O İnsanlar, 'Mat' (Maymunları Da İçine Alan Memeliler Cinsi) Zümresinden Türediler. Biz Maymunlarız; Düşüncelerimiz İnsandır!" ( Hatıralar, KK Türk, Tarih Ve Dil Kurumları, S. 53, 1954). Bu Beyanlarıyla M. Kemal, Darvinist Nazariyeyi Benimsemeye De Yol Açmış Görünüyor. M. Kemal'in Yaratılışla İlgili Aynı Fikirleri Afet İnan'ın "****** Hakkında Hatıralar Ve Belgeler" Kitabında Da Yer Almaktadır ( T. İş Bankası Y., S. 277, 1984).

    "Allah C.C.'a Değil, Topluma İnanmak..."

    Aydınlar Arasında İslâm Karşıtlığının Oluşmasının Hızlanarak Resmîlik Kazanmasına Ve Devlet Katında Neşv Ü Nema Bulmasına M. Kemal'in Şu Sözlerini Gerekçe Gösterirler:

    "İnsanlar İlk Devirlerinde Pek Acizdi. Kendilerini Koruyamıyorlar, Hiçbir Olayın Da Sebebini Bilmiyorlardı. Kendilerini Koruyacak Bir Kuvvet Aradılar. Sonunda İnsanlık, Vicdanında Bir Kuvvet Yarattı. O Da İşte 'Allah C.C.'tır. Her Şeyi Ondan Beklediler, Ondan İstediler. Hastalıktan, Felaketten Korunmayı Hep Allahlarından İstediler. Fakat Modern Çağlarda, İnsan Her Şeyi Allah C.C.'tan Beklemedi. Ancak Toplumdan Bekledi. Her Şeyin Koruyucusu İnsan Toplumudur. Bizi Koruyan, Refah İçinde Yaşatan Toplumdur. Bu Sebeple Topluma Önem Vermek, Onu Kuvvetlendirmek Ve Yaşatmak Lâzımdır..." (Enver Behnan Şapolyo, KK Türk Ve Millî Mücadele Tarihi, S.305, 1932).

    Bu Fikirler, Vahyi Reddeden "Allah C.C.'a Değil, Topluma İnanmanın" Adı Olan Pozitivizmin Kurucusu Ve "İnsanlık Dininin Filozofu" A. Comte'un Fikirlerinin Aynısıdır.

    M.Kemal: "Türk Yalnız Tabiatı Takdis Eder"

    Resmî Zevat, KK Türk çülük Adı Altında Materyalist Ve Pozitivist Fikirlerin Ders Kitaplarında Yer Almasını Neyle İzah Edebilirler? M. Kemal'in Sebep Olduğu Bir Başka Problemli Konu, 1930 Yılında Bir Alman Muhabirinin "Türk'ün İnanç Yapısı" Hakkındaki Sorularına Verdiği Cevaptır: "Türk Yalnız Tabiatı Takdis Eder (Kutsar). Tabiatın Her Şeyden Büyük Ve Her Şey Olduğu Anlaşıldıkça Tabiatın Çocuğu Olan İnsan Kendinin De Büyüklüğünü Ve Haysiyetini Anlamaya Başladı" (Liseler İçin Medeni Bilgiler Kitabı 1931). Bu İfadeler, Sonraki Baskılarından Çıkarılan KK Türk Söylev Ve Demeçleri, 1937, Cilt:Iıı, S.86'da Mevcuttur (Kaynak: A. İnan'ın A.G.E.).

    "Pozitivist Cumhuriyet İslâm'a Taviz Vermek Niyetinde Değildi"

    Cumhuriyetin Aydınlarından Adnan Adıvar'ın Sözleri, Kemalistlerin Niyet Ve Zihniyetlerinin Dinden Uzaklaşıp Pozitivist Bir Türkiye Meydana Getirmek Olduğunu Ortaya Koymaktadır:

    "Dinciler, İslâm Düşünce Ve İmanını, Doğal Ve Bilimsel Yasalarla Uzlaştırmaya Çalışarak Ve Laikliğin Gerçek Anlamını Vurgulayarak Savunmaya Devam Ettiler. Bir Bakıma Övülesi Bir Çabaydı. (...) Fakat Genç Cumhuriyet (...) İslâm Düşünüşüne Herhangi Bir Ödün Vermek Niyetinde Değildi. O Dönemde Batı Düşünüşünün, Daha Doğrusu Batı Pozitivizminin Egemenliği Öylesine Yoğundu Ki, Buna Düşünce Demek Bile Zordur. Daha İyisi, 'Resmî Dinsizlik Dogması' Demelidir. Prof. Gibb'in İmgeli Deyişiyle, Türkiye Pozitivist Bir Anıt-Kabir Olmuştur" (A.G.E., S.215).

    KAYNAK : Ali İlbey Köşe Yazısı

      Forum Saati Çarş. Mayıs 15 2024, 04:02