Deist Ve Ateistlere Cevaplar

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Efendimiz Ümmiydi

    Admin
    Admin
    Efendi Hazretleri
    Efendi Hazretleri


    Mesaj Sayısı : 92
    Puan : 240
    Kayıt tarihi : 03/08/10
    Yaş : 43
    Nerden : İslambol İnşaAllah

    Efendimiz Ümmiydi Empty Efendimiz Ümmiydi

    Mesaj tarafından Admin Çarş. Şub. 01 2017, 14:47

    Değerli Kardeşimiz,

    Ümmi: Anasından Doğduğu Gibi Kalan; Yeni Bir Bilgi Edinmemiş Olan; Okuma-Yazma Bilmeyen Gibi Anlamlara Gelir. "Ümm" Kelimesinin İsm-İ Mensubu "Ümm"E Mensup Olan, Arap Dilinde "Ümm"; Anne, Bir Şeyin Aslı Gibi Anlamlara Gelir (Firûzâbâdî, El-Kamûsu'l-Muhît, Beyrut 1987, 1891).

    Sözlük Anlamının Yanında Mecazi Bazı Anlamları Da Vardır. Kur'ân-I Kerîm'de Anne, Asıl (Kaynak), Dönülecek Yer Ve Süt Emziren Anlamlarında Kullanılmıştır (Abdurrahman İbnu'l-Cevzî, Nüzhetu'l A'yuni'n-Nevazır Fî İlmi'l-Vücûh Ve'n-Nezâir Beyrut,1985,141-142).

    Kur’an’da “Ümmî” Kelimesi “Okuma-Yazma” Bilmeyenler İçin Kullanılmıştır. Asıl Manası Da Budur.

    “İçlerinden Bir De Ümmî Olanlar Vardır Ki Kitabı Bilmezler. Bütün Bildikleri Bir Takım Kuruntulardır. Onlar Sadece Zan Ederler.”(Bakara, 2/78)
    Mealindeki Ayette Bu Anlam Çok Açık Olarak Görülmektedir.

    Meallerini Vereceğimiz Ayetlerde “Ümmî” Kelimesi Peygamberimiz (Asm) İçin De Kullanılmıştır.

    “Onlar, Yanlarındaki Tevrat Ve İncil’de Vasıflarını Yazılı Buldukları O Ümmî Nebî Olan Peygambere Tâbi Olanlardır. O (Peygamber), Onlara İyiliği Emreder, Onları Kötülükten Sakındırır…"

    "De Ki: 'Ey İnsanlar! Şüphesiz Ki Ben Sizin Hepinize, Göklerin Ve Yerin Hükümrânlığı Kendisine Ait Olan, Kendisinden Başka Hiç Bir İlâh Olmayan, Hayat Veren Ve Öldüren Allah C.C.’ın Gönderilmiş Elçisiyim. O Halde Allah C.C.’a İman Edin. Allah C.C.’a Ve Kelimelerine İman Eden Ümmî Nebi Olan Elçisine De İman Edin Ve Ona Uyun Ki, Doğru Yolu Bulmuş Olasınız.' ”(A'raf, 7/157-158).

    “Sen Bundan Önce Ne Bir Kitâp Okuyor (Tilavet Ediyor), Ne De Elinle Onu Yazıyordun. Öyle Olsaydı, Bâtıla Uyanlar Elbette Şüpheye Düşerlerdi.”(Ankebut, 29/48)
    Mealindeki Ayette Hz. Peygamber (Asm)'İn Okuma-Yazmasının Olmadığına Vurgu Yapıldığı Gibi, Onun İçin Kullanılan “Ümmî” Vasfının Da Aynı Anlama Geldiğine İşaret Edilmektedir.

    Peygamberimiz (Asm)'İn İki Tür Mucizesi Vardır. Birisi, Şahsında Görülen Mucizeler; Diğeri De Kâinat Üzerinde Gösterdiği Mucizelerdir. Bu İkinci Kısma Örnek Olarak Ay’ı İki Parçaya Ayırması, Parmağından Çeşme Gibi Suların Akması Ve Az Bir Yemekten Çok Sayıda İnsanı Doyurması Verilebilir. Birinci Kısma Giren Mucizelerin En Parlağı İse Ümmiliğidir, Bir Şey Okuyup Yazmamış Olmasıdır. (Et-Tefsirü’l-Kebir, 15:29.)

    Peygamberimiz (Asm) Hiçbir Âlimden Ders Almamış, Hiçbir Kitap Okumamış, Hiçbir İlim Meclisinden Bir Şey Öğrenmemiş; Bir Kelime De Olsa Yazı Yazmamıştır. Fakat Peygamberimiz Ümmiliğiyle Beraber Bütün İlimlere Vakıftı, Bilmediği Bir Şey Yoktu. Ona Her Şeyi Öğreten Rabbiydi.

    Peygamberimiz (Asm) İslâmı Anlatmaya Başladıktan Sonra Hiç Kimse Çıkıp Da “Falan Meseleyi Ona Ben Anlatmıştım, Ben Öğretmiştim.” Dememiştir.

    Tefsirlerimizde “Ümmi” Kelimesi Üç Anlamda Kullanılıyor:

    1. “Ümm”, Anne Anlamına Gelen Bir Kelimedir. “Ümmi” Kelimesi De, Buradan Türetilmiş Bir İsimdir. Böylece Ümmi, Anasından Doğduğu Hal Üzere Kalan, Okuma Yazma Bilmeyen, Yaratılışı Yeni Bir Şey Öğrenmekle Değişmeyen İnsan”A Denir.

    2. Arap Milletine De “Ümmi” Denirdi. Eskiden Beri Araplar, Yazı Ve Hesap Bilmeyen Bir Millet Olarak Tanınır. Peygamberimiz (Asm.) Bir Hadiste,

    “Biz Yıldızların Hareketinden Hesap Çıkarmayan Ve Yazı Yazmayan Bir Milletiz.”(Müslim, Sıyam: 15.)
    Buyurarak Bu Durumu Dile Getirir.

    3. “Ümmi” Ümmü’l-Kurâ Anlamına Da Gelir, “Mekkeli” Demektir. Her Üç Anlamda Da Peygamberimiz (Asm)'İn Okuma Yazmayla Uğraşmamış Olduğu Ortaya Çıkar. Zaten Kur’an-I Kerim Açıkça Peygamberimizin Ümmi Olduğunu Bildiriyor. Üç Ayette “Ümmi Peygamber” İfadesi Yer Alıyor. (A'raf, 7/157, 1588; Cuma, 62/2.)

    Peygamberimiz (Asm)Bir Kitap Veya Yazıya Bakarak Okuyamıyordu, Fakat Kur’an-I Kerim’i Ezberinden Çok Güzel Okurdu. Kur’ân Okumasını Ona Cebrail Aleyhisselam Öğretmişti. Bu Konuda A’lâ Suresi 6. Âyette Şöyle Buyurulur:

    “Bundan Böyle Sana Cebrail’in Öğreteceği Üzere Kur’an’ı Okutacağız Da, Unutmayacaksın.”
    Elmalılı Hamdi Yazır Şöyle Bir Değerlendirme Yapmaktadır:

    "Bu Üç Nisbetin Üçünde De Ümmî Okuyup Yazmaya Uğraşmamış Manasına Bir Vasıftır. Ümmîlik Sıradan İnsanlar Hakkında Kullanıldığı Zaman Genelde İlim Eksikliğini İfade Eden Bir Noksanlık Sıfatı İken, Bir Ümmînin Okuyup Yazanlardan Daha Bilgili Olması Allah C.C. Tarafından Olağan Durumun Aksine Olarak, Çalışıp Çaba Göstermeden İlâhî Bilgilerle Donatılmış Olması Ve Vehbî İlimlere Sahip Olması Peygamber İçin Fıtrat Yüceliğine Delalet Eder. İlmî Yüceliği Ve Kemâli, Okuyup Yazanları Aciz Bırakan Bir Peygamber Hakkında "Ümmî"Lik, Her Türlü Şüpheyi Ortadan Kaldıran Ve Onun Doğrudan Doğruya Allah C.C.'tan Gönderildiğini Her Türlü Şüpheden Arınmış Olarak İspat Eden Harikulade Bir Üstün Özelliktir, Yani Başlı Başına Bir Mucizedir. Bu Bakımdan "O Resul, O Ümmî Nebî" Vasfıyla Anılması, "O, Risaleti Ve Nübüvveti Açık Olan Mucize Sahibi Peygamber" Demekten Daha Açık Seçik Bir Belagat Örneğidir." (Bk. Elmalılı Hamdi YAZIR, Hak Dinî Kur'an Dili, İstanbul, 1979, IV/2297; Kurtubî, El-Cami'li Ahkâmi'l-Kur'ân; Beyrut, 1965, VII/298-299)
    Rasûlüllah (Asm)'İn Okuma-Yazma Bilmediği Tüm Âlimler Tarafından Kabul Edilmektedir. Nitekim Bu Durum Şu Âyette De Açıkça İfade Edilmektedir:

    "Ey Resulüm! Sen Vahyimizden Önce Kitap Okuyan Veya Yazı Yazan Bir İnsan Değildin; Eğer Böyle Olsaydı, Batıl İddia Peşinde Olanlar Şüphe Edebilirlerdi." (Ankebut, 29/48).
    Hz. Peygamber (Asm)’In Ümmîliğin Yaygın Olduğu Bir Topluma Mensup Olduğu Bilinmektedir. Kendisinin De Ümmî, Yani Öğrenim Görmemiş, Okuryazar Olmayan Bir Zat Olduğu, Tarihî Bir Gerçektir. Halbuki Kur’ân-I Kerim'de Çok Çeşitli Bilim Dallarına Ait Bilgiler, İlmî Prensipler, Neticeler, Atıflar Veya İşaretler Vardır. Sadece Yahudi Ve Hristiyan Dinlerine Ve Kutsal Kitaplarına Dair Bilgileri Gözönünde Bulunduracak Olursak Büyük Bir Yekün Teşkil Eder. Bu Konulara Girmek, Hele Hele O Alanın İlim Adamları Arasındaki İhtilaflı Konularda Görüş Bildirmek, Eleştiri Yapmak, Karar Verip Hükme Bağlamak, Bilgi Sahiplerinin Bile Yanaşamayacağı Bir İştir.

    Şu Hâlde Kur’ândaki Bu Bilgilere Bir Merci Lâzımdır. Kur’ânı Tebliğ Eden Ve Kırk Yıllık Ömrünü Kendi Hemşehrilerinin Arasında Geçiren Hz. Muhammed’in; Okul, Öğretmen Görmediği, Hatta Yazma Bile Bilmediği Kesindir. Zira Kur’ân, Sayısız Muhaliflere Karşı Bu Âyeti Bildirmiş, Hiçbir Düşman Çıkıp Da Onun Yazı Bildiğini İleri Sürememiştir. Öyleyse Kur’ân’ın Her Şeyi Bilen Allah C.C. Teâla Tarafından Gönderildiği Kesinlik Kazanmaktadır.

    Peygamberimiz (Asm)'İn “Ümmi” Oluşunun Pek Çok Hikmeti Vardır. Bunlardan Birisi Şudur: Şayet Peygamberimiz Yazı Yazıp Okuyabilseydi, Kureyşliler, “O, Bu Kadar Bilgiyi Eski Kitapları Okudu Da, Oradan Öğrendi, Kur’an’ı Da Eski Bilgilerine Dayanarak Yazdı.” Diyeceklerdi. Bu Konuyu Yukarıda Meali Verilen Şu Ayet Şöyle Dile Getirir:

    “Sen Kur’an’dan Önce Hiçbir Kitabı Okur Değildin, Elinle De Onu Yazmadın. Böyle Olsaydı Müşrikler Elbette Şüphelenirdi.”  (Ankebut, 29/48.)
    Fakat Peygamberimiz (Asm) Öyle Bir Yazı Yazmıştır Ki,

    “Mevlana Câmî’nin Dediği Gibi, Hiç Yazı Yazmayan O Ümmi Zat Parmak Kalemiyle Sema Sayfasında Bir Elif Yazmış, Bir Kırkı, İki Elli Yapmış.”
    Bilindiği Gibi, Ay’ın Dolunay Şeklindeki Duruşu Kur’an Harflerinden “Mim”İn Yuvarlak Kısmına, İkiye Ayrılınca Da Her Parçası Noktasız “Nun”A Benzemiştir. Ebced Hesabında “Mim” Kırk, “Nun” İse Elli Olarak Hesap Edilir. Mevlana Câmî Güzel Bir Şekilde Bu Gerçeği Böylece Dile Getirmiştir.

    “Ümmî Peygamber” Tabirini Nasıl Anlamalıyız?

    Ümmi Kelimesi Özetle: “Dünyevî Bir Tahsil Görmemiş Olan” Demektir. Ümmeti, Bu Ümmiyetteki İnceliği Çok İyi Kavramış Olmalı Ki, Bilhassa Teravihlerde Salâvat Getirirlerken, O Resul-İ Kibriyayı (A.S.M.) Bu Vasıfla Yad Ederler: "Nebiyy-İ Ümmî"

    O Nebiyy-İ Ümmî (A.S.M.) Kötülük Namına Bir Şey Bilmezdi. Dünyanın Bütün İhtiraslarından, Hilelerinden, Tuzaklarından Beriydi. Allah C.C., Onu Lekesiz, Tozsuz, Parlak Bir Ayna Olarak Hazırlamış, Terbiye Etmişti. İşte “Ümmiyet” Denilen Bu Sâfiyet Aynasında Vahiy Tezahür Etti.

    “Sanki O Zat, Vahy-İ İlâhînin Makesi Olan Masum Ruhuyla Zaman Ve Mekânı Tayyederek, O Zamanın En Derin Derelerine Girmiş Ve Gördüğü Gibi Söylemiştir.”(İşârat-Ül İcaz)
    Âlemlerin Rabbi, O Şanlı Peygamber (Asm)'İni Kimseye Talebe Etmedi. İlâhî Takdiriyle Buna Engel Oldu. Bu Okuma Tehir Edildi; Tâ “Oku” Emri Gelinceye Kadar. Bu Emri Alan O Nebiyy-İ Ümmî (Asm.), İnsanlık Âlemine Kur'an'ı Tâlim Etti; Kâinat Kitabını Rabbinin İsmiyle Okudu. Ondaki Hikmetleri, İnce Mânâları, Gayeleri Anlattı. İnsanın Mahiyetini, Hakikatini, Vazifesini Öğretti.

    O, Rabbinin Lütfuyla Âhireti, Arşı, Levh-İ Mahfuzu Okurken, Müşrikler Kendi Yaptıkları Putlara Tapmakla Meşgûldüler. Ne Kâinatı Okuyabiliyorlardı, Ne Kendilerini, Ne De Yaptıkları Putları. Okuyabilselerdi, Kendilerini O Taşlara İsnat Etmezlerdi. Onların Okuryazarları En İnatçıları, En Cahilleriydi.

    İslâm'ın “Oku” Emrini İyi Anlamaz Ve Doğru Değerlendirmezsek, Okula Gitmeyen Bütün Müminleri İslâm'ın Bu Kati Emrine Âsi İlân Etmemiz Gerekir. Bu İse Mümkün Değil... Kâinatı Ve Kur'an'ı, Allah C.C.'ın İsmiyle, En Mükemmel Şekilde Okuyan O Nebiyy-İ Ümmînin, Kendi Heva Ve Hevesiyle Konuşmadığını, Kur'an Bize Haber Veriyor, Yâni Allah C.C. Taahhüt Ediyor. Her Sözü, İlâhî İradeye Bağlı Olan O Şanlı Nebi, Artık Kimden Ne Okuyacaktı?

    Peygamber Efendimiz (Asm) Ümmi İdi, Yani Okuma Yazmayı Bilmiyordu. Nur Dağında Cebrail (As) "Oku" Demesini Nasıl Anlayacağız?

    Nerede Ve Ne Zaman Kitap Okuma, İlim Vs. Üzerine Konuşuluyorsa, Muhakkak Şu Da Söylenir: “Yüce Dinimiz De Okumaya Büyük Önem Vermiştir. Nitekim, Kur'an'ın İlk Emri Oku! Olmuştur.”

    Doğrudur. Kur'an'ın İlk Emri Okumaktır. Ne Var Ki, Bu İlk Kur'anî Kelimenin Devamını Okumayı, Hemen Her Zaman İhmal Ediyoruz.

    Ümmi (Okuma Yazma Bilmeyen) Peygambere (Asm.) Ve Onun Elçiliğiyle Hepimize Gelen “Oku!” Emrinden Kasıt Nedir? Okuma - Yazma Bilmek Midir? Mesela Hz. Peygamber Bu Emre Muhatap Olur Olmaz Okuma - Yazma Öğrenmeye Mi Başlamıştır? Değilse, “Oku!” Emrinden Aldığı Ders Nedir? Hem Bu Emir, “Ne Okuduğun, Nasıl Okuduğun Önemli Değil, Yeter Ki Oku.” Anlamına Mı Gelir?

    Bütün Bu Soruların Cevabını Bulmak İçin “İkra” İle Başlayan Bu Ayetin Devamını Okumak Gerekiyor.

    “İkra’ Bismi Rabbikellezi Hâlak.” Yani, “Yaratan Rabbinin Adıyla Oku.”

    Kur'an'ın Kastı Rasgele Bir “Okuma” Değildir. Muhakkak Yazılı Bir Kitabı Okumak Da Değildir. İster Bir Kitabı Okusun, İster Her Cümlesi Ve Her Bir Harfi Sonsuz Hikmetler Ve Manalar Yüklü Olan Şu Kâinat Kitabını Okusun “Yaratan Rabbinin Adıyla” Okumaktır.

    Bu Emrin İlk Kez Kendisine Verildiği Hz. Peygamber (Asm.) Ayeti Tam Da Bu Manada Okumuş; O Andan Sonra Her Anı Ve Her Şeyi “Rabbinin Adıyla” Okuma Gayretiyle Yoğrulmuştu. Öyle Ki, Alman Şair Rilkenin Deyimiyle, “Meleklerin Bile Hayran Kaldığı” Bir Okumaydı Bu. O, Ümmi Bir Peygamberdi, Okuma Yazma Bilmiyordu. Ama Kâinat Kitabını, Fıtrat Kitabını Ve Kur'an'ı En Güzel O Okumuştu.

    Selam Ve Dua İle...
    Admin
    Admin
    Efendi Hazretleri
    Efendi Hazretleri


    Mesaj Sayısı : 92
    Puan : 240
    Kayıt tarihi : 03/08/10
    Yaş : 43
    Nerden : İslambol İnşaAllah

    Efendimiz Ümmiydi Empty Geri: Efendimiz Ümmiydi

    Mesaj tarafından Admin Çarş. Şub. 01 2017, 14:48







      Forum Saati Perş. Mayıs 16 2024, 00:53