Deist Ve Ateistlere Cevaplar

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Başbakan Erdoğanı ! Allah Dediği İçin Kasetlerini Bahane Edip Onu Mahkemeye Verdiler DGM De Yargıladı Bu Şerefsiz Fitnevizyon Medyası !

    Admin
    Admin
    Efendi Hazretleri
    Efendi Hazretleri


    Mesaj Sayısı : 92
    Puan : 240
    Kayıt tarihi : 03/08/10
    Yaş : 43
    Nerden : İslambol İnşaAllah

    Başbakan Erdoğanı ! Allah Dediği İçin  Kasetlerini Bahane Edip Onu Mahkemeye Verdiler DGM De Yargıladı Bu Şerefsiz Fitnevizyon Medyası ! Empty Başbakan Erdoğanı ! Allah Dediği İçin Kasetlerini Bahane Edip Onu Mahkemeye Verdiler DGM De Yargıladı Bu Şerefsiz Fitnevizyon Medyası !

    Mesaj tarafından Admin Çarş. Mayıs 25 2011, 17:21

    Bugün Kasetler Tartışılıyor...

    Ve Hepimiz, Mahremiyetin İhlalinin Yakışıksız Bir Olay Olduğunu Söylüyoruz. Ayrıca, Kasetle, Siyasetin Yeniden Yapılandırılmasını Eleştiriyoruz. Peki Bu Şekilde, Siyaseti Etkileme Gayretleri Yeni Mi? Hayır... 28 Şubat Sürecinde, Sadece, Tayyip Erdoğan'a Yapılanları Hatırlatmak İsterim.

    7 Temmuz 1998'de Hürriyet Gazetesi "Tayyip'e 2. Kabus" Manşetini Atmıştı.

    Gazeteye Göre, Erdoğan, 1994'te Ümraniye İlçesinin Açılışında "Şoke Eden" Şu Sözleri Sarf Etmişti: "Hem Laik, Hem Müslüman Olunmaz...", "İslam Alemi, Müslüman Türk Milletinin Ayağa Kalkmasını Bekliyor. Kalkacağız. Bu Kıyam Başlayacak...", "Sandığa Giderken Egemenlik Milletindir. Ama Madde Ve Manada Egemenlik Allah C.C.'ındır..."(Allah C.C.’ındır Demesi Milleti Rahatsız Etmişti ! Bir Allah C.C. kelamı Hürriyeti Ratasız Ediyor ! Ya Ona Para Verip Onu Destekleyenler Yarın Ahirette Allah C.C.ın Huzurunda Ne Diyecekler Egemenlik Laiklerin Mi Ahirette de Biz Mi Egemeniz Diyecekler ?)

    Hürriyet'in Yayını Üzerine, "Ayaklanma Çağrısı Yaptığı" Gerekçesiyle, Tayyip Erdoğan Hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 312'nci Maddesine Muhalefetten DGM'de Soruşturma Açıldı.


    Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel "İslam Alemi Müslüman Türk Milletinin Ayağa Kalkmasını Bekliyor. Bu Kıyam Başlayacak" Cümlesini, İsyan Çağrısı Olarak Nitelendirmişti. Konuşmanın İstanbul'da Yapılması Sebebiyle Dosya, Nuh Mete Yüksel'den İstanbul DGM'ye Gönderildi Ve DGM Savcısı Ayhan Gödekmerdan Takipsizlik Kararı Verdi. Çünkü, Söz Konusu Konuşma, 1994 Değil, 1992 Tarihini Taşıyordu Ve 5 Yıllık Dava Açma Süresi Dolmuştu.

    Olay Burada Sonuçlanmadı. Aynı Kaset İçeriği, Tuncay Özkan'ın Başında Bulunduğu Kanal D'de Yayınlandı. (20 Ağustos 2001) Hürriyet'in 3 Yıl Önceki Haberine Göre, İçerik Biraz Daha Geliştirilmişti. Ama Aynı Konuşma Söz Konusuydu. Belli Ki Amaç, Tayyip Erdoğan'ın Önünü Kesmekti.


    İşin En İlginç Yönü, Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün, Tuncay Özkan'ı Arayıp, "Bu Kaset Elinize Nasıl Ulaştı?" Diye Sormasıydı. Özkan, Fethullah Gülen Kasetlerini Getiren Kişiden Bu Kaseti Para Karşılığı Satın Aldığını Söylüyordu. Peki, Ertuğrul Özkök, Aynı Kaseti Bundan 3 Yıl Önce Yayınladığını Nasıl Unutmuştu?

    (Özkan'ın "Fethullah Gülen Kasetlerini Getiren Kişi" Demesi Çok Önemleydi. Demek, Kaset Servisini Özkan'a Yapan Kişi, Şu Anda Ergenekon Tutuklusu Olan Ve O Tarihlerde De Derin Devletin Adamı Gibi Görünen Ergun Poyraz'dı.)

    Kanal D'nin Yayınından Sonra, Savcılık Erdoğan Hakkında Yeniden Soruşturma Başlattı. Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu İse, Erdoğan'ın Parti Kurucu Üyeliğinden Çıkarılmasını Talep Etti. Soruşturma, Bu Defa TCK 159. Maddeden Açıldı. Erdoğan, 5 Yıllık Zaman Aşımı Süresi Dolduğu İçin, 312'nci Maddeden Yargılanamamıştı. 3 Yıl Sonra, Aynı Konuşma, TCK'nın 159'uncu Maddesi Kapsamına Sokuldu. 159'da Zaman Aşımı 10 Yıldı.


    Kasetçiler, Gene Bir Şey Elde Edemeyince, Bu Defa Reha Muhtar'ın Show Haberi'ne Başvurdular. "Tayyip Kasetleri", 17 Nisan 2002'de Show'da Gösterime Girdi. Bu Defa, Erdoğan'ın, 1992'de, Rize'de Yaptığı Bir Konuşma Show TV Ekranlarına Yansımıştı. Askere Hakaret Olarak Değerlendirilen Şu Cümlesi Ön Plana Çıktı: "...Terör, PKK, Güneydoğu Sorunu, Bilmem Şu Sorunu, Bu Sorunu. Her Gün Yüzlerce Evladını Kaybediyor Bu Millet. 20 Yaşındaki Çocuğu, Teröristin Karşısına Dikiyorsunuz. Bu Genç Evladımız Silah Tutmasını Bile Daha Bilmiyor. Bunun Adı İntihar Cellatlığı Yapmaktır."


    Tabii Bunun Yanı Sıra Tartışma Oluşturan Başka Cümleler De Vardı. 1998'den İtibaren Yayınlanan Kasetlere Rağmen, Erdoğan'ın Yükselişi Önlenemedi.

    "Yatak Odasında Neler Yapıldığını Gösteren Bir Kaset İle, Konuşma Kasetinin Ne İlgisi Var?" Diye Düşünebilirsiniz. Ama Bütün Bunlar, Siyaseti Şekillendirmek İsteyenlerin Malzemesi Değil Mi? MHP Kasetlerini Piyasaya Sürenler, Özel Hayatları Sergilemeyi Amaçlamıyorlar Ki! Bel Altından Vuruşlarla, Siyaseti Dizayn Ediyorlar.


    1997'den İtibaren Kasetçiler, Medya Ve Yargı Mensupları El Ele Verdi, Erdoğan İle AK Parti'nin Üzerini Çizmeye Çalıştı; Başaramadılar. Çünkü, Bu Partinin Arkasında Halk Desteği Vardı. Buna Mukabil, Deniz ****** Kolay Gitti. Zira, Halkı Kaybetmişti. Aynı Şeyi Devlet Bahçeli İçin Söyleyebiliriz. Bahçeli, 2002'de Baraj Altında Kaldığında İstifa Etmeliydi.

    Etmedi. Tüzüğe Rağmen Genel Başkanlığa Aday Olmamalıydı. Oldu. MHP Tabanında Oluşan Gayrimemnuniyet, Kasetçiler İçin Müsait Bir Zemin Oluşturdu. Burada Hedef, MHP'li Milletvekilleri Değil, Devlet Bahçeli. Sanıyorum, Nihai Hesaplaşma, 12 Haziran Seçimlerinden Sonra Yaşanacak.
    Sabah


      Forum Saati Çarş. Mayıs 15 2024, 22:41